Anasayfa     Merkezimiz     Teknik Donanım     Personelimiz     Sağlık Köşesi     Foto Galeri     İnsan Kaynakları     İletişim   Linkler
  Sağlık Köşesi  
    Beslenme ve Diyaliz
    Hastalara Sorular
    Sık Sorulan Sorular
Site İçi Arama
Haberler
    TÜM HASTALARIMIZA HUZUR,SAĞLIK VE MUTLULUK DİLİYORUZ.

Webmail



   Sık Sorulan Sorular

 Diyaliz Hastaları ve Suyun Önemi

 - Sabah kalkınca, o gün içeceğiniz ölçülü suyu bir kaba doldurun ve gün boyunca aynı kaptan kullanın.
- Buzdolabının kapağına bir kağıt yapıştırıp her su içişinizi ve miktarınızı yazın ki ne kadar su içtiğinizi anlayın.
- Her tür sıvıyı küçük bir bardakta için.
- Tuz içeriği fazla gıdalardan uzak durun.
- Yemekler arasında diyetisyenin izin verdiği meyvelerden yiyin.
- Ağız kuruluğuna karşı, ince kesilmiş limon kabuğu çiğneyin.
- İlaçları yemek sırasında içtiğiniz su ile için.
- Mümkün olduğunca oyalayıcı işler yapın.
- Ağzınızda suyu çalkalayın fakat içmeyin.
- Sakız çiğneyin.
- Kışın ağız kuruluğunu önlemek için soba veya kalorifer üzerine bir kap su koyun.
- İçtiğiniz suyu evde oturduğunuz bölümlerden uzak durun.

- Sabah kalkınca, o gün içeceğiniz ölçülü suyu bir kaba doldurun ve gün boyunca aynı kaptan kullanın.
- Buzdolabının kapağına bir kağıt yapıştırıp her su içişinizi ve miktarınızı yazın ki ne kadar su içtiğinizi anlayın.
- Her tür sıvıyı küçük bir bardakta için.
- Tuz içeriği fazla gıdalardan uzak durun.
- Yemekler arasında diyetisyenin izin verdiği meyvelerden yiyin.
- Ağız kuruluğuna karşı, ince kesilmiş limon kabuğu çiğneyin.
- İlaçları yemek sırasında içtiğiniz su ile için.
- Mümkün olduğunca oyalayıcı işler yapın.
- Ağzınızda suyu çalkalayın fakat içmeyin.
- Sakız çiğneyin.
- Kışın ağız kuruluğunu önlemek için soba veya kalorifer üzerine bir kap su koyun.
- Normalde suyu içtiğiniz evdeki bölümlerden uzak durun.

Yeni Diyaliz Hastaları İçin İpuçları
Sayın yeni diyaliz hastası, diyalizin ne olduğu hakkında bilgileriniz ya hiç yoktur veya yeterli değildir. İnsan bilmediği şeyden özellikle hayatını etkileyecekse genellikle korkar. Diyalizin korkutucu değil kurtarıcı ve hayatınızın bir parçası haline gelmesi zaman alır. Burada size bu tedaviye daha kısa zamanda adapte olabilmeniz için bazı ipuçları veriyoruz. Bunların bazıları yalnızca hemodiyalizi ilgilendirirse de bir kısmı tedaviniz ne olursa olsun size hayatı sevmeniz için gerekli yardımcı bilgilerdir.

Unutmayın sağlınızla ilgilenmek her şeyden önce gelir. Aileniz, doktorunuz, arkadaşlarınız, sizin sağlığınız için gayret etmektedir. Onlara yardımcı olun ki size daha faydalı olabilsinler.

1. Hayatınızı değiştiren diyaliz tedavisine başlamak dünyanın sonu değil. Hayattan böyle de zevk alabilirsiniz.
2. Eğer daha önceleri fiziki güç isteyen bir iş yapıyorsanız, artık daha çabuk yorulacaksınız. Diyalizle bu yorgunluğun üstesinden kısmen geleceksiniz.
3. İşiniz kafa çalışması ile ilgiliyse, unutmayın kafanız ölmüş değil yalnızca böbrekleriniz yeterli çalışmadığı için diyalize giriyorsunuz. İşinize devam.
4.Çalışmayan sizi bu duruma getiren organınız böbrekler hakkında mutlaka bilgi sahibi olun. Böbrek nedir, nerede bulunur, ne iş yapar, hastalıkları nedir ve sizin böbreğinizin hastalığı nedir.
5. Böbreğinizi ve hastalığınızı öğrenmeyi makineyi de öğrenmeyi katın.
6. Kendiniz hakkında doktor ve hemşirelerden bilgi alın.
7. Size verilen ilacın ne olduğunu, niçin verildiğini, yan etkilerini öğrenin. Bütün ilaçlarınızın adlarını öğrenin. Bunlara sarı hap veya fasulye hapı gibi adlar takmayın.
8. Evinizde iyi bir tartı bulundurun. Kilonuzu size söylendiği gibi koruyun.
9. Diyetinize çok önem verin. Bilmediğiniz bir yiyeceğin size iyi mi yoksa zararlı mı olduğunu mutlaka sorup öğrenin.
10. Aylık yapılan rutin laboratuar tetkiklerinizi öğrenin . Tahlillerin ne anlama geldiğini ve ne yapılması gerektiğini doktor ve diyetisyeninize danışın
11. Hiçbir zaman diyaliz seanslarınızın zamanını ve süresini aksatmayın.
12. Sosyal güvence (SSK gibi) durumunuzu kontrol altında tutun.
13. Diyaliz dışındaki seçenekleri (transplantasyon gibi) doktorunuza sormadan karar vermeyin
14. Diyaliz ekibine nazik davranın. Çünkü onlar sizin için çalışmaktadırlar.
15. Diyalize giren tek kişi siz değilsiniz. Diğer diyaliz hastaları ile arkadaşlık kurun. Onların olumlu deneyimlerinden yararlanın.
16. Geçici olara başka bir diyaliz merkezine gitmeniz gerekiyorsa mutlaka doktorunuzdan o merkezin yazılı veya sözlü olarak temas etmesini ve sizin ve diyaliziniz hakkında bilgi verilmesini isteyin
17. Daima geleceğe bakın ve hep uzun bir hayat planlayın. Okula gidiyorsanız devam edin, İşinizi bırakmayın, işsiz iseniz bir iş bulun, Mutlaka üretici bir aktiviteniz olsun.
18. Diyaliz ekibinizi sevin. Onlara karşı olumlu tutum içinde olun.

Üremik Sendrom: Kan düzeyleri yükselmiş bulunan azotlu madde ve diğer yıkım ürünlerinin toksik etkileri sonucunda ortaya çıkan belirti ve bulgulardan oluşur.
A) Belirtiler: Üremik hastaların uyandıktan hemen sonra bulantı ve  kusma yakınmaları vardır. istahsizlik görülebilir, yemek yemenin hastalıklarını artıracağı düşüncesi buna katkıda bulunur. Çoğu kez yorgunluk, halsizlik ve/veya üşüme hissinden yakınırlar. Mental durumları değişmiştir, başlangıçta kişilikte çok dikkat çekmeyen değişiklikler vardır, ama giderek konfüzyon tablosu ve sonunda koma gelişebilir.
B) Bulgular: Üreminin tipik fiziksel bulguları olan ve ürokrom pigmentinin birikimine bağlı olan derinin soluk görünümü ve nefesin amonyak veya idrar-benzeri kokusu, üremi çok ağır olmadıkça nadiren görülür.
Perikard frotmanı veya tamponada yol açan veya açmayan perikard effüzyonu bulgusu üremik perikarditi gösterir, bu durum acil diyaliz tedavisini gerektirir.
Ayak veya bilek düşmesi üremik motor nöropatinin işaretidir, bu durum da diyaliz tedavisine yanıt verir.
Tremor, asteriksis, multifokal myokloni ve nöbetler üremik ensefalopatinin işaretleridir.
C) Bulgular ve belirtiler: Üremiye karşı  anemi. Önceden sadece üremiye bağlanan bir çok belirti ve bulgunun kısmen üremi ile birlikte olan anemiye bağlı olabileceği gösterilmiştir. Örneğin, eritropoetin ile anemileri düzeltilince, diyaliz hastalarının halsizliklerinde belirgin bir azalma olur, bunun yanında kendilerini iyi hissederler ve egzersiz toleransında artma gözlenir. Ayrıca, kanama zamanları düzelebilir, angina pektorisleri azalabilir ve sol ventrikül hipertrofisi gerileyebilir.

Üremik sendrom ile kreatinin klirensi arasındaki ilişki
Üremik sendrom genel olarak kreatinin klirensi 10 mlt/dk/1,73 m2 ’nin altına düştüğü zaman gelişir. Diyabetikler özellikle daha hassastırlar ve çoğu kez daha erken dönemde (kreatinin klirensi 15 mlt/dk/1,73 m2 ’nin altına düşünce) kronik diyalizin başlatılmasına gereksinim duyarlar.
Kronik böbrek yetersizliğinde kreatinin klirensi 30 mlt/dk/1,73 m2 ’nin altına düştüğü zaman bile azalmış spontan protein alımı, anemi ve Ca/PO4/PTH dengesinde bozukluklar görülebilir.

Akut diyaliz için indikasyonlar
A) Bozulmuş böbrek fonksiyonu için labaratuvar bulguları mevcut olan hastalarda (kreatinin klirensi < 20-25 mlt/dk/1,73 m2)
-1. Üremiye bağlı olduğu bilinen belirtiler:
Bulantı, kusma, iştah azalmasından dolayı beslenme bozukluğu, kanamaya yol açan gastrit ileus ve kanamalı veya kanamasız olan kolit gibi diğer gastrointestinal belirtiler.
Mental durum değişikliği (letarji, somnolans, kırıklık, stupor, koma veya deliriyum gibi) veya üremik ensefalopatinin bulguları (asteriksis, tremor , multifokal myokloni, nöbetler).
Perikardit (kanama ve/veya tamponad için yüksek risk) (Acil endikasyon)
Üremik trombosit fonksiyon bozukluğuna bağlı kanama diyatezi (acil endikasyon, bununla beraber bu tablo hematokritin %30’un üzerine çıkarılmasına da yanıt verebilir.)
-2. Refrakter ve ilerleyici sıvı yüklenmesi
-3. Kontrol edilemeyen hipertansiyon
-4. Özellikle oligürik bir hastadaki ağır metabolik asidoz.
-B) Kan üre azotunun 70-100 mg/dlt’yi (25-36 mmol/L) aşması veya (24 saatlik idrarda) kreatinin klirensinin 15-20 mlt/dk/1,73 m2’ nin altına inmesi ile karakterize olan renal  fonksiyonun giderek kötüleşmesi

Akut Böbrek Yetersizliği
Akut diyaliz için en sık indikasyon böbrek yetersizliği ile ilgili labaratuvar bulguları yanında üremik bulgu ve belirtilerin bulunmasıdır.
Effüzyona ya da hayatı tehdit eden tamponada yol açabileceği için özellikle perikardit acil bir diyaliz endikasyonudur.
Hiperkalemi, ağır asidoz ve ilaçlar ile tedavi edilemeyen sıvı yüklenmesi diğer sık endikasyonlar arasındadır.
Akut böbrek yetersizlikli hastalarda serum üre azotu düzeyi 70-100 mg/dlt veya kreatinin klirensi 15-20 mlt/dk.’nın altına inince diyaliz olağan durumlarda proflaktik bir şekilde başlatılır. Bu hastalarda serum üre azotu düzeylerine az önem verilir; çünkü bu parametre protein azotu ortaya çıkış hızına, gastrointestinal kanamanın varlığına, antianabolik ilaçların kullanımına ve diğer bazı faktörlere bağlı olarak büyük ölçüde değişim gösterebilir.
Üremiye bağlanan klinik belirtiler yoksa ve serum potasyum ve bikarbonat düzeyleri kabul edilebilir sınırlarda ise serum üre azotu veya kreatinin klirensinin bu limitleri aşması mutlaka akut diyaliz yapılmasını gerektirmez. Örneğin, prerenal bir kompanenti bulunan ve yüksek serum üre azotu düzeylerine rağmen kreatinin klirensi yeterli olan hastalar çoğu kez diyalize acil olarak başvurmadan tedavi edilebilir.
Öte yandan, beslenme yetersizliğine veya karaciğer hastalığına bağlı olarak üre oluşumu azalmış hastalarda serum üre azotu 50 mg/dlt’nin çok daha altında iken bile üremik sendromun göstergeleri ortaya çıkabilir.

Diyaliz tedavisi için daha az karşılaşılan diğer endikasyonlar arasında şunlar sayılabilir:
-İlaç intoksikasyonu (bazı ilaçlar için hemoperfüzyon)
-Hipotermi
-Hiperkalsemi
-Hiperürisemi
-Metabolik alkaloz (Özel Diyaliz sölüsyonu gerekir)
Akut Böbrek Yetmezliği
Kronik Böbrek Yetmezliği
Hiperpotasemi
Metabolik asidoz
Hiperkalsemi
Hipervolemi
Hiperürisemi
Hiperfosfatemi
Metabolik alkaloz
Hiponatremi
İlaç intoksikasyonu
Kesin endikasyonlar
-Üremik perikardit
-Üremik ensefalopati veya nöropati (konvülsiyon, oryantasyon bozukluğu, konfüzyon, miyoklonüs)
-Pulmoner ödem ve tıbbi tedaviye cevapsız hipervolemi
-Kontrol altına alınamayan hipertansiyon
-Üremik kanamalar
-Sık bulantı, kusma ve halsizlik
-Kreatinin düzeyi > 12 mg/dlt ve BUN > 100 mg/dlt
-Akut psikoz
-Malnütrisyon
Rölatif endikasyonlar
-Hafızada ve bilişsel fonksiyonlarda bozulmalar
-Erken periferal nöropati
-Diüretiklere yanıtsız periferik ödem
-İnatçı kaşıntı-Serum kalsiyum ve fosfor düzeyinin iyi kontrol edilememesi
-Eritropoetin tedavisine dirençli anemi
Kaynak: Dr. Ahmet Hamdi Erkal

 Diyaliz Yeterliliği
Genel Prensip: Daha çok HD daha iyidir. Ancak HD dozu, hasta ve sağlayıcının kabul ettiği ve uygulayabildiği minimum dozdur. Zaman ve maliyet esastır.
Yeterli Diyaliz
+ Üremik semptomların görülmediği,
+ Biyokimyasal parametrelerin kontrol altında olduğu,
+ Hastanın kendisini iyi hissettiği diyalizdir.
Diyaliz Yetersizliğinin Nedenleri:
1. Kan akımının pompa hızından düsük olması
- Yüksek venöz basınç
- Yüksek negatif arteriyel basınç
- Zayıf giriş yolu
- Kötü yerleştirilen iğne
2. Resirkülasyon
3. Diyalizörde pıhtılaşma
4. Yanlış diyalizör seçimi
5. Tedavi süresinin azlığı  (hasta uyumsuzluğu, kesintiler)
6. Kan örneklerinin yanlış zamanda alınması

HEMODİYALİZ YETERLİLİĞİNDE ETKİLİ FAKTÖRLER
SEANS SAYISI
+ Belirgin residüel fonksiyonu olan ufak yapılı hastalar hariç, haftada 2 seans HD yeterli olmaz, en az haftada 3 seans HD uygulamak gerekir
+ Haftada 2 seans HD uygulanacaksa, hedeflenen Kt/V = 1,6 – 1,8 olmalıdır. Haftada 3 seans HD uygulanacaksa hedeflenen Kt/V = 1,2 – 1,4 olmalıdır.
SEANS SÜRESİ
+ Hedeflenen Kt/V oranına göre HD süresi belirlenir.
+ Uygulanan diyaliz dozunu arttırmanın en iyi yolu süreyi uzatmaktır. Ancak hasta ve personel buna karşı çıkar.
+ Uzun süren seanslar daha iyi kan basıncı kontrolü, kuru ağırlık ve büyük molekül klirensi sağlar.
+ HD süresinin artması morbidite ve mortaliteyi azaltır.
DİYALİZÖR KoA’sı
DİYALİZÖR MEMBRANI
KAN AKIMI
+ Kan akımı tercihen 300-400 ml/dk, en az 250 ml/dk olmalıdır.

UF HIZI
+ Her bir diyaliz seansında en fazla 4 L su uzaklaştırılmalıdır.
+ Hasta, interdiyalitik dönemde en fazla 2-3 kg almalıdır.
+ Kuru ağırlık çok sık değerlendirilmelidir.
+ UF, seansın ilk iki saatinde daha fazla olmalı, sonlara doğru yavaşlatılmalı ve durdurulmalıdır.
DİYALİZAT
+ Genelde diyalizat akım hızı 500 ml/dk olarak ayarlanır.

ANTİKOAGULASYON
+ Başlangıçta bolus, sonra yavaş infüzyon şeklinde olması önerilir.
+ Heparin yada düşük molekül ağırlıklı antikoagulanlar kullanılır.
ANTİHİPERTANSİF TEDAVİ
+ UF sırasında hipotansiyonu önlemek için, HD günlerinde kısa etkili ilaç dozları atlanmalıdır.
KURU AĞIRLIK
+ HD sırasında sıvı uzaklaştırmada hedef olarak kuru ağırlık kullanılır.
+ Kuru ağırlık, normal sıvı dengesinde olan, ödemi olmayan, aşırı interstisyel  yada intravasküler sıvısı olmayan hastanın vücut ağırlığıdır.
+ Klinik olarak hipotansiyon ve diyaliz içi semptomları oluşturmayan, tolere edilebilen minimum hasta ağırlığıdır.
+ Genelde deneme-yanılma yoluyla, hipotansiyon, fazla sıvı yükü ve hipertansiyon ile tahmini olarak hesaplanır.
+ Kuru ağırlık iki haftada bir yeniden değerlendirilmelidir.
+ Klinik değerlendirme;
       - Kilo alma; iyi beslenme ve kas kütlesi artışı yada artmış sıvı yüküne bağlı olabilir.
       - Hipotansiyon; aşırı UF nedeniyle olabileceği gibi, çok hızlı UF yapılmasından da kaynaklanabilir.
       - Beslenme yetersizliği; ödem olmaksızın su ve tuz yükü olması önemli problemler oluşturur.

HEMODİYALİZ YETERLİLİĞİ
+ HD hastalarında mortalite oranı giderek azalmıştır. Mortaliteyi daha çok, eşlik eden diğer hastalıklar belirlemektedir. Eşlik eden hastalık varlığı, yaşlılık, geç diyalize başlama durumunda, bir yıllık yaşam % 25’tir. Eşlik eden hastalık yoksa ve sosyal fonksiyonlar iyi ise bir yıllık yaşam % 100 ve beş yıllık yaşam % 80’dir.
+ Yeterli HD yapıldığında morbidite ve mortalite azalır, sosyal bağımsızlık artar.
KLİNİK DEĞERLENDİRME
- Hastanın fiziksel ve ruhsal açıdan kendini iyi hissetmesi ve iyi görünmesi
- Nutrisyonel durumu  (iyi beslenmesi)
- Tansiyonunun kontrol altında olması
- Volüm kontrolü (hastanın kuru ağırlığında olması)
- Hastanın üremik semptomlarının olmaması
- Aktivitelerinin yeterli olması
- Asidoz
- Anemi
- Metabolik kemik hastalığı

Genel Prensip: Daha çok HD daha iyidir. Ancak HD dozu, hasta ve sağlayıcının kabul ettiği ve uygulayabildiği minimum dozdur. Zaman ve maliyet esastır.
Yeterli Diyaliz
+ Üremik semptomların görülmediği,
+ Biyokimyasal parametrelerin kontrol altında olduğu,
+ Hastanın kendisini iyi hissettiği diyalizdir.
Diyaliz Yetersizliğinin Nedenleri:
1. Kan akımının pompa hızından düsük olması
- Yüksek venöz basınç
- Yüksek negatif arteriyel basınç
- Zayıf giriş yolu
- Kötü yerleştirilen iğne
2. Resirkülasyon
3. Diyalizörde pıhtılaşma
4. Yanlış diyalizör seçimi
5. Tedavi süresinin azlığı  (hasta uyumsuzluğu, kesintiler)
6. Kan örneklerinin yanlış zamanda alınması
HEMODİYALİZ YETERLİLİĞİNDE ETKİLİ FAKTÖRLER
SEANS SAYISI
+ Belirgin residüel fonksiyonu olan ufak yapılı hastalar hariç, haftada 2 seans HD yeterli olmaz, en az haftada 3 seans HD uygulamak gerekir
+ Haftada 2 seans HD uygulanacaksa, hedeflenen Kt/V = 1,6 – 1,8 olmalıdır. Haftada 3 seans HD uygulanacaksa hedeflenen Kt/V = 1,2 – 1,4 olmalıdır.
SEANS SÜRESİ
+ Hedeflenen Kt/V oranına göre HD süresi belirlenir.
+ Uygulanan diyaliz dozunu arttırmanın en iyi yolu süreyi uzatmaktır. Ancak hasta ve personel buna karşı çıkar.
+ Uzun süren seanslar daha iyi kan basıncı kontrolü, kuru ağırlık ve büyük molekül klirensi sağlar.
+ HD süresinin artması morbidite ve mortaliteyi azaltır.
DİYALİZÖR KoA’sı
+ Diyalizörün KoA değeri arttıkça üre klirensi de artar.
+ Yüksek KoA’lı diyalizörler daha pahalıdır.
+ Özellikle iri yapılı hastalara yüksek KoA’lı  ( > 700 ) diyalizörler kullanılmalıdır.
DİYALİZÖR MEMBRANI
+ Sentetik memranlar daha biyouyumludur.
+ Membranlar, özellikle büyük molekül ağırlıklı solütlerin klirensini etkileyen farklı geçirgenlik özelliklerine sahiptir.
+ Kuf değeri 6,0’dan büyük membranların kullanılabilmesi için UF kontrol cihazı olan hemodiyaliz makinelerine sahip olmak gerekir. UF kontrol cihazı yoksa daha düşük Kuf değerli diyalizörler tercih edilir.
KAN AKIMI
+ Kan akımı tercihen 300-400 ml/dk, en az 250 ml/dk olmalıdır.
+ Yüksek KoA’lı diyalizör kullanımında kan akımı 350-450 ml/dk olmalıdır.
+ Yüksek kan akımında daha büyük iğneler  (14-15 gauge)  ve daha kısa setler kullanılmalıdır.
UF HIZI
+ Her bir diyaliz seansında en fazla 4 L su uzaklaştırılmalıdır.
+ Hasta, interdiyalitik dönemde en fazla 2-3 kg almalıdır.
+ Kuru ağırlık çok sık değerlendirilmelidir.
+ UF, seansın ilk iki saatinde daha fazla olmalı, sonlara doğru yavaşlatılmalı ve durdurulmalıdır.
DİYALİZAT
+ Genelde diyalizat akım hızı 500 ml/dk olarak ayarlanır.
+ Yüksek KoA’lı diyalizörler (high flux) kullanılıyorsa 800 ml/dk akım hızında olmalıdır.
+ Bikarbonatlı solüsyonlar tercih edilir.
Bikarbonat: Diyaliz sonrası bikarbonat konsantrasyonu 20-23 mEq/L olacak şekilde ayarlanır.
Potasyum: Hastanın diyaliz öncesi plazma Potasyum değeri 4,5’in altında değil ve hasta Digital kulanmıyorsa, rutin diyalizat K değeri 2 mEq/L olmalıdır. Bahsedilen durumlar varsa K değeri 3 mEq/L olmalıdır.
Sodyum: Standart diyalizat Na değeri 135-145 mEq/L olmalıdır. 135 mEq/L altında olursa hipotansiyon ve kramplar, 145 mEq/L üzerinde olursa susama hissi ve kilo alımında artış yapar.
Dextroz: Tüm hastalar için rutin olarak 200 mg/dL dextroz ilavesi yapılır. Bu, hipoglisemi insidansını azaltır.
Kalsiyum: Standart olarak 2,5-3,5 mEq/L bulunur. Ca içermeyen reçine bazlı Fosfor bağlayıcılar kullanan hastalarda 3,5 mEq/L Ca içeren diyalizat kullanılır.
Magnezyum: 0,5-1,0 mEq/L arasında olmalıdır.
ANTİKOAGULASYON
+ Başlangıçta bolus, sonra yavaş infüzyon şeklinde olması önerilir.
+ Heparin yada düşük molekül ağırlıklı antikoagulanlar kullanılır.
ANTİHİPERTANSİF TEDAVİ
+ UF sırasında hipotansiyonu önlemek için, HD günlerinde kısa etkili ilaç dozları atlanmalıdır.
KURU AĞIRLIK
+ HD sırasında sıvı uzaklaştırmada hedef olarak kuru ağırlık kullanılır.
+ Kuru ağırlık, normal sıvı dengesinde olan, ödemi olmayan, aşırı interstisyel  yada intravasküler sıvısı olmayan hastanın vücut ağırlığıdır.
+ Klinik olarak hipotansiyon ve diyaliz içi semptomları oluşturmayan, tolere edilebilen minimum hasta ağırlığıdır.
+ Genelde deneme-yanılma yoluyla, hipotansiyon, aşikar sıvı yükü ve hipertansiyon ile tahmini olarak hesaplanır.
+ Kuru ağırlık iki haftada bir yeniden değerlendirilmelidir.
+ Klinik değerlendirme;
       - Kilo alma; iyi beslenme ve kas kütlesi artışı yada artmış sıvı yüküne bağlı olabilir.
       - Hipotansiyon; aşırı UF nedeniyle olabileceği gibi, çok hızlı UF yapılmasından da kaynaklanabilir.
       - Beslenme yetersizliği; ödem olmaksızın su ve tuz yükü olması önemli problemler oluşturur.
+ Kuru ağırlık uzun süre yanlış değerlendirilirse kalıcı sıvı yükü oluşabilir. Sol ventrikül hipertrofisi, hipertansiyon, kardiyovasküler nedenli mortalitelerde artış ortaya çıkar. HD hastası hipertansiyonunda % 80 neden kronik hipervolemidir. Uzun ve yavaş diyaliz daha iyi volüm kontrolü sağlar.
+ Kuru ağırlık ölçüm teknikleri;
Serum ANP: Sıvı fazlalığında artış gösterir.
Vena Cava çapı: Sıvı fazlalığında artış gösterir.
Biyoempedans (Tayf analizi): Ekstrasellüler ve intrasellüler sıvıyı ayrı ayrı hesaplar ve oranlar.
Kan Volümü İzlemi: Htc ve kan proteinleri artışı, kan volümü ile ters orantılıdır.
KAN ALMA TEKNİĞİ
+ Tahliller için kan hemodiyaliz başlamadan önce alınmalıdır.
+ Eğer AV  fistül veya greft kullanılıyorsa, kan örneği arter iğnesini arter setine bağlamadan önce alınmalıdır.
+ Fistül iğnesinde serum veya heparin olmadığından emin olunmalıdır.
+ Diyaliz başladıktan sonra prediyaliz kan örneği almanın ve buna dayanarak Kt/V gibi hesaplar yapmanın anlamı yoktur, yanlış çıkar.
+ Eğer santral venöz kateter kullanılıyorsa;
- Kateterin arter girişinden serum ve haparin çekilir.
- Yetişkinden 10 ml, çocuktan 3-5 ml kan enjektöre çekilir ve atılmaz.
- Yeni bir enjektör ile kan örneği alınır.
- Daha önce alınan kan tekrar hastaya verilir.
HEMODİYALİZ YETERLİLİĞİ
+ HD hastalarında mortalite oranı giderek azalmıştır. Mortaliteyi daha çok, eşlik eden diğer hastalıklar belirlemektedir. Eşlik eden hastalık varlığı, yaşlılık, geç diyalize başlama durumunda, bir yıllık yaşam % 25’tir. Eşlik eden hastalık yoksa ve sosyal fonksiyonlar iyi ise bir yıllık yaşam % 100 ve beş yıllık yaşam % 80’dir.
+ Yeterli HD yapıldığında morbidite ve mortalite azalır, sosyal bağımsızlık artar.
Diyaliz yeterliliği;
- Klinik değerlendirme
- Biyokimyasal parametreler
- Kinetik göstergeler ile değerlendirilir.
Amaç; optimal diyaliz dozunu ayarlamaktır
KLİNİK DEĞERLENDİRME
- Hastanın fiziksel ve ruhsal açıdan kendini iyi hissetmesi ve iyi görünmesi
- Nutrisyonel durumu  (iyi beslenmesi)
- Tansiyonunun kontrol altında olması
- Volüm kontrolü (hastanın kuru ağırlığında olması)
- Hastanın üremik semptomlarının olmaması
- Aktivitelerinin yeterli olması
- Asidoz
- Anemi
- Metabolik kemik hastalığı
BİYOKİMYASAL PARAMETRELER
+ HD öncesi ve sonrası kilo, TA,ates, giriş yolu ve aylık olarak kan biyokimyası ile ilgili diğer laboratuar verileri takip edilmelidir.
+ BUN: 50-70 mg/dL olmalıdır. Diyaliz öncesinde 110 mg/dL üzerinde ve 60 mg/dL altında değerler mortalite riskini arttırır.
+ Albumin: 3,0 gr/dL altında ciddi risk faktörüdür. 4,0 gr/dL altında mortalite artar.
+ Kreatinin: 12 mg/dL’nin altında olmalıdır. BUN ile birlikte değerlendirilip diyet faktörü gözönüne alınır.
+ Kolesterol: 200-250 mg/dL arasında olursa mortalite en düşüktür.
+ Potasyum: 3,5 mEq/L altında ve 6,5 mEq/L üzerinde değerlerde mortalite artar.
+ Fosfor: 3,0 mEq/L altı ve 9,0 mEq/L üstü değerlerde mortalite artar.
+ Kalsiyum: 9,5-10,5 mEq/L olmalıdır. 7,0 mEq/L altında ve 12 mEq/L üzerinde mortalite artar.
+ Alkalen Fosfataz: 150 U/L üzerinde mortalite iki katına çıkar. Hiperparatiroidizm ve kc hastalıkları bulgusudur.
+ Bikarbonat: 22-26 mEq/L olmalıdır. 15 mEq/L altında mortalite artar.
+ Hematokrit: % 33-36 arasında tutulmalıdır.
+ PTH: Normain iki katı düzeyinde olmalıdır.
KİNETİK GÖSTERGELER
+ Diyaliz yeterliliği için yapılan kinetik hesaplamalarda Üre ve Kreatinin gibi küçük molekül ağırlıklı üremik toksinler esas alınmaktadır. Bu nedenle bu yöntemler birçok üremik komplikasyonda rolü olan orta ve büyük molekül ağırlıklı üremik toksinlerin temizlenme yeterliliği konusunda bilgi vermezler.
- Kt/V
- Kreatinin Klirensi
Solüt Klirensi:
+ Genelde üre klirensi kullanılır.
Hesaplanmasında;
- Üre kinetiği modeli
- Üre azalma oranı (URR)
- Kt/V hesaplanması yapılabilir.
Üre Kinetiği Modeli:
+ Üre oluşumunu ve temizlenmesini ortaklaşa inceleyen modeldir. Solüt klirensi ve beslenmeyi içine alıp orantılar.
+ Klasik üre kinetik modeli, iki HD seansı boyunca topladığı verileri, bir sonraki seans sırasında üre klirens hızını ve seans aralarında üre oluşum hızını hesaplamakta  kullanılır.
+ Üre kinetik modeli, diyaliz dozunu ayarlamak için hangi parametrelerin değişeceğini hesaplar.
+ Doğru kan örneklemesi çok önemlidir. Resirkülasyon ihtimali gözardı edilmemelidir.
+ Kt/V, fraksiyonel üre klirensini ölçen,birimsiz, sayısal bir orandır. Üre klirensi ölçümü için en iyi yöntemdir.
K= Üre klirensi
t= Diyaliz süresi
V= Üre dağılım hacmi  (kadınlarda 0,55 , erkeklerde 0,65 x İdeal Vücut Ağırlığı)
+ Kt/V, üre oluşum hızı ve residüel renal fonksiyonu beraberce değerlendirir.
+ Residüel renal fonksiyon varsa  24-48  saat idrar toplanarak, renal üre klirensi Kt/V’ ye ilave edilir.
+ Haftada 3 seans HD için hedeflenen Kt/V oranı en az 1,2 olmalıdır.
+ Kt/V oranını arttırmak için;
- Haftalık seans sayısını,
- Diyaliz seansı süresini,
- Diyalizör büyüklüğünü
- Diyalizör KoA’sını (üre klirensini)
- Kan akımını arttırmak gerekir.
Kt/V Hesaplanması:
+ Daugirdas formülü:
Kt/V= -log(Upost/Upre-0,008t)+(4-3,5Upost/Upre) x (Wpre-Wpost)/Wpost
Upost= HD sonrası üre
Upre= HD öncesi üre
Wpost= HD sonrası ağırlık
Wpre= HD öncesi ağırlık
t= HD süresi
Üre Azalma Oranı (URR):
URR= (Upre-Upost/Upre) x 100
   min URR > %65
 hedef URR > % 70  olmalıdır.
Residüel Renal Fonksiyon (Kru):
Kru (ml/dk) = İdrar üresi x İdrar hacmi / Plazma üresi x Süre (dk)(1440)
+ Bunu Kt/V’ ye ilave etmek için  KT değeri hesaplanmalıdır.
KT = (Kt/V) + ( 5,5 x Kru/V )
+ KT değeri, diyaliz yeterliliğini değerlendirmede Kt/V yerine kullanılabilir, ancak eşdeğer değildir.
HD YETERLİLİĞİ İÇİN DİĞER VERİLER
+ Asidoz: Hastaların HD öncesinde normal bikarbonat seviyesine sahip olmaları gerekir.
+ UF: Övoleminin devamı gerekir. Seanslar arası sıvı kısıtlaması önemlidir.
+ Malnütrisyon: Diyaliz yetersizliğini gösteren en önemli işaretlerden biridir, ancak genelde gözden kaçırılır.
+ Protein Katapolizma Hızı: Üre kinetik modelinde Üre oluşum hızıyla hesaplanır.
nPCR < 0,8 gr/kg/gün ise mortalite ve morbidite artar.
nPCR > 1,0 gr/kg/gün olmalıdır.

++ Hedefler ++
Kt/V : < 0,8 olursa mortalite ve morbidite artar.
           Min. Kt/V = 1,2 olmalı.
           Reçetelemede 1,3 hedef alınmalı.
           1,2’ lik Kt/V  doğal renal klirensin % 15’ine karşılık gelir.
URR : min. URR > %65, hedef URR > %70 olmalı.
nPCR : 1,0 gr/kg/gün olmalı.
Kaynak: Dr. Ahmet Hamdi Erkal
 Diyaliz ve Yaşam

1- DİYALİZ HASTALARI İŞLERİNE DEVAM EDEBİLİR Mİ?

Evet, diyalize başladıktan kısa bir süre sonra yeniden işinize dönebilirsiniz. Sağlık ekibinize danışıp ne zaman işe başlayabileceğiniz hakkında bilgi edinebilirsiniz. Ayrıca işvereninizle konuşarak çalışma saatlerinizi ve iş yoğunluğunuzu düzenleyebilirsiniz.
2- DİYALİZ HASTALARI EĞİTİMLERİNE DEVAM EDEBİLİR Mİ?
Evet, böbrek yetmezliği olan okul çağı çocukları veya üniversite öğrencileri diyalize başladıktan kısa bir süre sonra yeniden eğitimlerine devam edebilirler.
3- DİYALİZ HASTALARI SEYAHAT EDEBİLİRLER Mİ?
Evet, diyaliz hastası olmanız seyahat yapmanıza engel değildir. Bir seyahat planı yaparken dikkat edecekleriniz,
* Doktor ve hemşirenizin onayını alınız.
* Gideceğiniz yerde, ulaşabileceğiniz sağlık merkezlerini Öğreniniz.
* Yanınıza mutlaka kullandığınız ilaçlarınızı alınız.
4- DİYALİZ HASTALARI SEKS HAYATLARINA DEVAM EDEBİLİRLER Mİ?
Evet, diyaliz hastası olmak seks yaşantınızda pek fazla sınırlama getirmez. Bayan hastaların hamile kalmamaları için doğum kontrol yöntemlerinden birini kullanmaları uygundur. Bu konu ile ilgili problemlerinizi ve merak ettiklerinizi doktorunuz ve de hemşireniz ile konuşabilirsiniz.
5- DİYALİZ HASTALARI YÜZEBİLİRLER Mİ?
Evet, kateter çıkış yerinizde herhangi bir problem yoksa, temizliğinden emin olduğunuz denizde (sabahları) kalabalık olmayan yerlerde yüzebilirsiniz. Doktorunuz ve hemşirenizle görüşerek bu konu ile ilgili almanız gereken önlemleri ve yapmanız gerekenleri ayrıntılı olarak öğreniniz
6- DİYALİZ HASTALARI EGZERSİZ YAPABİLİRLER Mİ?
Evet, doktor ve hemşirenizin onayını alarak egzersiz planı yapabilirsiniz. Yapacağınız egzersiz planında dikkat edecekleriniz,
* Sürekli yapabileceğiniz bir aktivite olması Ör: Yürüyüş, yüzme, bisiklete binme,
* En az haftada üç gün egzersiz yapmalısınız.
* Egzersiz süresini 5 dakika ile başlayıp yavaş yavaş arttırarak 30-45 dakikaya yükseltebilirsiniz.
* Egzersize başladığınız ilk günlerde yanınızda bir arkadaş bulundurunuz.
Egzersiz yaparak fazla kilo alımınız engellenir ve kan dolaşımınız düzene girer.

1- DİYALİZ HASTALARI İŞLERİNE DEVAM EDEBİLİR Mİ?
Evet, diyalize başladıktan kısa bir süre sonra yeniden işinize dönebilirsiniz. Sağlık ekibinize danışıp ne zaman işe başlayabileceğiniz hakkında bilgi edinebilirsiniz. Ayrıca işvereninizle konuşarak çalışma saatlerinizi ve iş yoğunluğunuzu düzenleyebilirsiniz. Eğer çiftli torba değişimi yapıyorsanız, iş yerinizde değişim yapabileceğiniz uygun bir yer ayarlamalısınız.
2- DİYALİZ HASTALARI EĞİTİMLERİNE DEVAM EDEBİLİR Mİ?
Evet, böbrek yetmezliği olan okul çağı çocukları veya üniversite öğrencileri diyalize başladıktan kısa bir süre sonra yeniden eğitimlerine devam edebilirler. Eğer çiftli torba değişimi yapıyorsanız okul idaresi ile konuşarak değişim yapabileceğiniz uygun bir yer ayarlayabilirsiniz.
3- DİYALİZ HASTALARI SEYAHAT EDEBİLİRLER Mİ?
Evet, diyaliz hastası olmanız seyahat yapmanıza engel değildir. Bir seyahat planı yaparken dikkat edecekleriniz,
* Doktor ve hemşirenizin onayını alınız.
* Gideceğiniz yerde, ulaşabileceğiniz sağlık merkezlerini Öğreniniz.
* Yanınıza mutlaka yeterli miktarda kullandığınız diyaliz malzemesini alınız.
4- DİYALİZ HASTALARI SEKS HAYATLARINA DEVAM EDEBİLİRLER Mİ?
Evet, diyaliz hastası olmak seks yaşantınızda pek fazla sınırlama getirmez. Bayan hastaların hamile kalmamaları için doğum kontrol yöntemlerinden birini kullanmaları uygundur. Bu konu ile ilgili problemlerinizi ve merak ettiklerinizi doktorunuz ve de hemşireniz ile konuşabilirsiniz.
5- DİYALİZ HASTALARI YÜZEBİLİRLER Mİ?
Evet, kateter çıkış yerinizde herhangi bir problem yoksa, temizliğinden emin olduğunuz denizde (sabahları) kalabalık olmayan yerlerde yüzebilirsiniz. Doktorunuz ve hemşirenizle görüşerek bu konu ile ilgili almanız gereken önlemleri ve yapmanız gerekenleri ayrıntılı olarak öğreniniz
6- DİYALİZ HASTALARI EGZERSİZ YAPABİLİRLER Mİ?
Evet, doktor ve hemşirenizin onayını alarak egzersiz planı yapabilirsiniz. Yapacağınız egzersiz planında dikkat edecekleriniz,
* Sürekli yapabileceğiniz bir aktivite olması Ör: Yürüyüş, yüzme, bisiklete binme,
* En az haftada üç gün egzersiz yapmalısınız. (Pazartesi, çarşamba, cuma)
* Egzersiz süresini 5 dakika ile başlayıp yavaş yavaş arttırarak 30-45 dakikaya yükseltebilirsiniz.
* Egzersize başladığınız ilk günlerde yanınızda bir arkadaş bulundurunuz.
Ne zaman egzersiz yapmalıyım?
* Yemekten sonra bir saat bekleyiniz
* Çok sıcak günlerde egzersizden sakınınız.
* Sabah ve akşam saatleri egzersiz için en uygun saatlerdir.
* Uyku zamanından bir saat önce egzersiz yapmayınız.
Ne zaman egzersiz yapmayı durdurmalıyım?
* Kendinizi çok yorulmuş hissediyorsanız,
* Kısa kısa nefes alıyorsanız,
* Kalp atışlarınız hızlı ve düzensiz ise,
* Midenizde ağrı hissediyorsanız,
* Bacaklarınızda kramp oluşmuşsa
* Göz kararması varsa, egzersiz yapmayı durdurmalısınız.
Egzersiz yapmamamız gereken zamanlar var mıdır?
* Ateşiniz varsa,
* Diyaliz programınız değişmişse,
* ilaç alımları değişmişse,
* Karnınız açsa,
* Kemik hastalığı probleminiz varsa, egzersiz yapmamalısınız.
Egzersiz yaparak fazla kilo alımınız engellenir ve kan dolaşımınız düzene girer.

 Transplantasyon Hakkında Sık Sorulan Sorular

1. Kadavra böbrek listesine kayıtlı hastalar için bekleme süresi ne kadardır?
ÜIkemizde bugün için kesin bir süre belirtmek mümkün değildir. Listeye çok yeni giren bir hasta, uygun tipte böbrek çıkması ile kısa zamanda transplantasyon şansına kavuşabileceği gibi bazen de uygun bir böbrek çıkmadığı için uzun süre beklenebilir. Olanaklar elverdiğince, uygun böbrek çıktığında daha uzun süre beklemiş olan hastaya öncelik tanınır. Halkımızın bilinçlenerek daha fazla organ bağışında bulunması bekleme süresini kısaltacaktır.
Halkımızın bilinçlenerek daha fazla organ
bağışında bulunması bekleme süresini kısaltacaktır.

2. Canlı veya kadavra vericilerden transplantasyon yapılacak adayların hazırlıkları arasında bir fark var mıdır?
Hayır, Kadavra böbreği bekleme listesindeki adaylar da tıpkı canlı vericiden transplantasyon yapılacak adaylar gibi incelenir. Ancak bir kadavra böbreği bulunma olasılığının ne zaman gerçekleşeceği belli olmadığı için. zaman geçtikçe önceden yapılmış muayene ve bazı laboratuar incelemelerinde değişiklikler olabilir. Bu nedenle kadavra böbreği bekleme listesindeki hastaların belli aralıklarla, fizik muayene ve laboratuar incelemeleri yineletmeleri gereklidir. Kısaca; kadavra böbreği bekleyen hastalar ameliyata her an hazır durumda olabilir

3. Kadavra böbrek bulunduğunda hastalara nasıl haber verilir?
Transplantasyon ünitesinde bilgisayarda kadavra böbreği bekleyen tüm hastaların telefon numaraları kayıtlıdır. Uygun bir kadavra böbreği çıktığında günün herhangi bir saatinde size telefonla haber verilerek, transplantasyon ünitesine gelmeniz istenecektir. Size daha kolay ve kısa sürede haber verebilmemiz için. varsa, birden fazla telefon numaranızı ve yakınlarınızın da telefon numaralarını bildirmeniz faydalıdır.
Telefon numaranızda bir değişiklik olduğunda
bunu hemen üniteye bildirmelisiniz.
4. Transplantasyon adayı hastaların kendi böbreklerine herhangi bir müdahale yapılır mı?
Genellikle hastaların kendi böbreklerine dokunulmaz. Ancak, inatçı hipertansiyon , böbreklerde tedaviye dirençli infeksiyon, idrarın mesaneden böbreğe taşması, çok büyük kistik böbrekler söz konusu ise, hastalıklı böbrekler çıkarılır. Bu ameliyat bazı merkezlerde transplantasyondan önce yapılır ve 3-4 hafta sonra yeni böbrek takılır. Bazı merkezlerde ise böbrek nakli ameliyatı yapılırken aynı anda hastanın kendi böbrekleri de çıkarılır. Yalnız her iki ameliyatın aynı seansta yapılması oldukça uzun sürer ve biraz daha risklidir.

5. Böbrek bulunduğu haberi ile transplantasyon ünitesine çağrılmanız mutlaka böbreğin size takılacağı anlamına mı gelir?
Hayır. Bir kadavradan elde edilen iki böbrek için yaklaşık 10 hasta üniteye çağrılmaktadır. Burada, hemen yapılan fizik muayene ve acil laboratuar incelemeleri sonucunda, ünite hekimlerinden oluşan bir kurul tarafından karar verilmekte ve durumu en uygun olan 2 hastaya böbrek takılmaktadır. Böbrek takılmayanlara ise bunun nedenleri açıklanır ve hastalar evlerine gönderilir.

6. Kadavra böbrek, transplantasyon için haber verildiğinde neler yapılmalıdır?
Öncelikle bu saatten itibaren hiçbir şey yenilmemeli ve içilmemelidir. Bekleme listesindeki bu hastanın küçük bir çantada, kişisel eşyaları (pijama, terlik gibi) her an hazır olmalıdır. Özelikle şehir dışından gelecek hastaların telaşa kapılmamaları ve hazırlanmakla vakit kaybetmemeleri için önemlidir. Çağrıldığınızda yanınıza eşyaları da alarak en hızlı ulaşım aracı ile. uzak bir şehirde oturmaktaysanız mümkünse uçakla, üniteye gelmelisiniz.

7.Kadavra böbreğin size takılmasına karar verildiğinde ne tür işlemler yapılacaktır?
Bu karardan sonra, artık hastanede kalacaksınız. O gün diyalize girmediyseniz acil olarak hemodiyalize alınacak ve bitiminde transplantasyon ünitesine yatırılacaksınız. Gerekli ameliyat hazırlıkları ve transplantasyon öncesi ilaç uygulamalarından sonra böbrek nakli ameliyatına alınacaksınız.

1. Canlı veya kadavra vericilerden transplantasyon yapılacak adayların hazırlıkları arasında bir fark var mıdır?
Hayır, Kadavra böbreği bekleme listesindeki adaylar da tıpkı canlı vericiden transplantasyon yapılacak adaylar gibi incelenir. Ancak bir kadavra böbreği bulunma olasılığının ne zaman gerçekleşeceği belli olmadığı için. zaman geçtikçe önceden yapılmış muayene le bazı laboratuar incelemelerinde değişiklikler olabilir. Bu nedenle kadavra böbreği bekleme listesindeki hastaların belli aralıklarla, fizik muayene ve laboratuar incelemeleri yineletmeleri ger eklidir. Kısaca; kadavra böbreği bekleyen hastalar ameliyata her an hazır durumda olabilir.

2. Transplantasyon adayı hastaların kendi böbreklerine herhangi bir müdahale yapılır mı?
Genellikle hastaların kendi böbreklerine dokunulmaz. Ancak, inatçı hipertansiyon , böbreklerde tedaviye dirençli infeksiyon, idrarın mesaneden böbreğe taşması, çok büyük kistik böbrekler söz konusu ise, hastalıklı böbrekler çıkarılır. Bu ameliyat bazı merkezlerde transplantasyondan önce yapılır ve 3-4 hafta sonra yeni böbrek takılır. Bazı merkezlerde ise böbrek nakli ameliyatı yapılırken aynı anda hastanın kendi böbrekleri de çıkarılır. Yalnız her iki ameliyatın aynı seansta yapılması oldukça uzun sürer ve biraz daha risklidir.

3. Kadavra böbrek listesine kayıtlı hastalar için bekleme süresi ne kadardır?
ÜIkemizde bugün için kesin bir süre belirtmek mümkün değildir. Listeye çok yeni giren bir hasta, uygun tipte böbrek çıkması ile kısa zamanda transplantasyon şansına kavuşabileceği gibi bazen de uygun bir böbrek çıkmadığı için uzun süre beklenebilir. Olanaklar elverdiğince, uygun böbrek çıktığında daha uzun süre beklemiş olan hastaya öncelik tanınır. Halkımızın bilinçlenerek daha fazla organ bağışında bulunması bekleme süresini kısaltacaktır.
Halkımızın bilinçlenerek daha fazla organ
bağışında bulunması bekleme süresini kısaltacaktır.

4. Kadavra böbrek bulunduğunda hastalara nasıl haber verilir?
Transplantasyon ünitesinde bilgisayarda kadavra böbreği bekleyen tüm hastaların telefon numaraları kayıtlıdır. Uygun bir kadavra böbreği çıktığında günün herhangi bir saatinde size telefonla haber verilere!,, transplantasyon ünitesine gelmeniz istenecektir. Size daha kolay ve kısa sürede haber verebilmemiz için. varsa, birden fazla telefon numaranızı ve yakınlarınızın da telefon numaralarını bildirmeniz faydalıdır.
Telefon numaranızda bir değişiklik olduğunda
bunu hemen üniteye bildirmelisiniz.

5. Böbrek bulunduğu haberi ile transplantasyon ünitesine çağrılmanız mutlaka böbreğin size takılacağı anlamına mı gelir?
Hayır. Bir kadavradan elde edilen iki böbrek için yaklaşık 10 hasta üniteye çağrılmaktadır. Burada, hemen yapılan fizik muayene ve acil laboratuar incelemeleri sonucunda, ünite hekimlerinden oluşan bir kurul tarafından karar verilmekte ve durumu en uygun olan 2 hastaya böbrek takılmaktadır. Böbrek takılmayanlara ise bunun nedenleri açıklanır ve hastalar evlerine gönderilir.

6. Kadavra böbrek, transplantasyon için haber verildiğinde neler yapılmalıdır?
Öncelikle bu saatten itibaren hiçbir şey yenilmemeli ve içilmemelidir. Bekleme listesindeki bu hastanın küçük bir çantada, kişisel eşyaları (pijama, terlik gibi) her an hazır olmalıdır. Özelikle şehir dışından gelecek hastaların telaşa kapılmamaları ve hazırlanmakla vakit kaybetmemeleri için önemlidir. Çağrıldığınızda yanınıza eşyaları da alarak en hızlı ulaşım aracı ile. uzak bir şehirde oturmaktaysanız mümkünse uçakla, üniteye gelmelisiniz.

7.Kadavra böbreğin size takılmasına karar verildiğinde ne tür işlemler yapılacaktır?
Bu karardan sonra, artık hastanede kalacaksınız. O gün diyalize girmediyseniz acil olarak hemodiyalize alınacak ve bitiminde transplantasyon ünitesine yatırılacaksınız. Gerekli ameliyat hazırlıkları ve transplantasyon öncesi ilaç uygulamalarından sonra böbrek nakli ameliyatına alınacaksınız.

Böbrek Yetmezliği Nedir?
Böbreğin başta süzme işlevi olmak üzere tüm görevlerinde aksama olmasıdır. Böbreğin süzme işlevi azalınca üre, kreatinin gibi atık maddeler vücutta birikmeye başlar. Böbreğin normalde yaptığı görevlerin kaybına böbrek yetmezliği denir.
Böbrek yetmezliği geliştiğinde böbreklerin şu görevlerinde önemli aksamalar olur:

* Zararlı (toksik) maddelerin vücuttan idrar yoluyla uzaklaştırılması
* Fazla suyun uzaklaştırılması
* Kan basıncının (tansiyon) kontrol edilmesine yardım
* Kan hücrelerinin yapımının kontrol edilmesine yardım
* Kemiğin güçlenmesine yardım

Sağlıklı bir tek böbrek tüm bu görevleri yerine getirebilir. Kişide böbrek yetmezliğine ait şikayet ve bulguların oluşması için her iki böbreğin de görevlerini yapamaması gereklidir.
Bu görevlerin yerine getirilmesindeki aksama ilerleyici ve geriye dönüşsüz olarak meydana gelirse bu duruma kronik böbrek yetmezliği adını veriyoruz. Ancak görev kaybı saatler veya günler içinde meydana geliyorsa ve geriye dönüş ihtimali varsa, bu duruma akut böbrek yetmezliği diyoruz.
Üre, kreatinin gibi atık maddelerin vücuta birikmeye başlaması ile hastada daha önce olmayan belirtiler ortaya çıkar; kalp, akciğer, sinir sistemi, kemikler, bağırsaklar, deri gibi birçok organ etkilenir ama yakın ve sağlıklı bir hasta- hekim- hemşire işbirliği ve doğru tedavi ile bu etkilenmelerin çoğu önlenebilir.
Hemodiyaliz Nedir?
Vücuttan uzaklaştırılamayan atık maddelerin ve suyun yarı geçirgen bir membran (diyalizer )kullanılarak Hemodiyaliz makinası yardımıyla vücuttan uzaklaştırılması işlemidir. Kronik böbrek yetmezliği bulunan diyaliz hastaları genelde haftada üç kez ve dört saat boyunca bu işleme ihtiyaç duyarlar.
Hemodiyaliz esnasında diyaliz makinesi, hastadan gelen kanı yarı geçirgen bir membrandan (diyalizer ) geçirir ve yeniden vücudumuza gönderir. Bu sırada diyalizerdeki membranın bir yüzünde kan, diğer yüzünde ise bir tuz solüsyonu (diyalizat ) akar .Kandan uzaklaştırılmak istenen maddeler membranın karşı tarafına geçerek vücuttan uzaklaştırılırlar .
Hemodiyaliz tedavisi genellikle hastanede veya bir hemodiyaliz ünitesinde uygulanır.
İlk kez 1944 yılında Hollandalı bir hekim olan Kolff tarafından yapılmıştır. Özel bir membran ile hastanın kanının makineler aracılığı ile temizlenmesi işlemidir. Hemodiyaliz işleminin gerçekleşmesi için yeterli kan akımı sağlanmalı, bir membran ve hemodiyaliz makinesi sağlanmalıdır. Yeterli kan akımınının sağlanması için hastanın atar ve toplar damarı arasında bir pencere ( arteriyovenöz fistül ) yaratılmalı veya hastanın büyük bir toplar damarına geçici kateter konmalıdır.
Hemodiyaliz tedavisi hastanın böbrek yetmezliğinin şiddetine, yaptığı idrar miktarına bağlı olmak üzere haftada 2 - 3 kez 4 - 6 saat süre ile uygulanır. Yetersiz hemodiyaliz tedavisi hastada hasara ve ölümlere yol açabilir. Hemodiyaliz tedavisi genellikle hastanede veya bir hemodiyaliz ünitesinde uygulanır. Ancak uygun makine ve ekipmanla evde de uygulanabilir. 
Türkiye’de yaklaşık 15 bin hemodiyaliz hastası vardır.
 Diyaliz Neden Gereklidir?
Öncelikle KBY hastasının yaşamını idame ettirebilmesi için gereklidir.
Hastanın fiziksel, ruhsal yönden kendini daha iyi hissetmesini sağlar.
Yaşam kalitesini ve süresini uzatır.
Hastanın sosyal bağımsızlık kazanmasına yardım eder.
Kan basıncı kontrolünü kolaylaştırır.
Anemi (kansızlık) olmamasını sağlar.
Vücut fonksiyonlarının daha dengeli çalışmasını sağlar.
Kemik hastalıklarının önlenmesinde yardımcı olur.

Vücutta birikmiş üre gibi zararlı maddelerin ve aşırı suyun bir membran aracılığı ile vücuttan uzaklaştırılması işlemidir. İlerlemiş böbrek yetmezliğinin tedavisinde kullanılır. Diyaliz tedavisi bozulmuş böbrek işlevlerinin bir kısmını düzenleyerek yaşamın devam etmesini sağlar. 30-40 yıl önce ilerlemiş böbrek yetmezliği olan hastalar günler-haftalar içinde kaybedilirdi. Diyaliz teknolojisinde sağlanan gelişmeler, bu hastalarda önce yaşam süresini uzatmış, daha sonra yaşam kalitesinin artmasını sağlamıştır. Bu nedenle günümüzde diyaliz hastaları şanslıdır.
 
 

 

Bu sitenin tüm hakları saklıdır İlke Diyaliz Merkezi    info@ilkediyaliz.com